8 Eylül 2011 Perşembe

allah türlü belanızı verecek artık!



siz ne aptal ne beyinsiz canlılarsınız ben anlam veremiyorum. Ulan ne hakla canlılara böyle işkence yapıyorsunuz, hadi yaptınız ne diye bi de gözyaşına boğuluyorsunuz? maymunlar cehennemi gerçek olsa da dötünüzden çekseler kanı!


30 yıl sonra ilk kez güneşi gördüler
Avusturya’daki bir laboratuvara kapatılarak deney hayvanı olarak kullanılan şempanzelerin ilk kez dışarı çıktıklarında yaşadıkları sevinç etraflarındakileri gözyaşlarına boğdu.

Avusturyada deney hayvanı olarak kullanılan şempanzelerin ilk kez dışarı çıktıklarında yaşadıkları sevinç etraflarındakileri gözyaşlarına boğdu.
İçlerinde inanılmaz bir boşluk, yüzlerinde şaşkınlık ve gözlerini alan gün ışığı... Şempanzeler, gördüklerinin “gerçek” dünya olduğuna inanamaz bir haldeydiler.

Habertürk'ün haberine göre, Avusturya’daki bir laboratuvarda yıllardır deney hayvanı olarak kullanılan şempanzeler, Salzburg yakınlarındaki, ünlü “kaçak inek” Yvonne’un da barındığı Gut Aiderbichl Hayvan Koruma Merkezi’ne getirildi.

30 yıl sonra ilk kez güneşi gören ve yeşilliklere basan şempanzelerin tepkilerini görenler gözyaşlarına hâkim olamadı. Önce korkuyla çevrelerine bakınan, ardından birbirlerine sarılan, daha sonra da sevinç çığlıkları atarak yeşilliklere koşan maymunlar küçük çocuklar gibiydi.
Haberin devamı ↓reklam

Maymunlar üzerinde tıbbi testler yapılıyor; vücutlarına HIV ya da hepatit virüsü enjekte edilip ilaçlar deneniyordu.

Hiç dışarıya çıkarılmayan şempanzelerin doğan bebekleri ise hemen ellerinden alınıyordu.

haberi ntvden aldım efem

7 Eylül 2011 Çarşamba

chuck palahniuk'u da düşman ettik kendimize brava!





Türkiye’de Ölüm Pornosu adlı kitabı Çocukları Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu tarafından “halkın ar ve haya duygularını incitici” ve müstehcen bulunan ve yargılanmaya devam eden Chuck Palahniuk’un “Damned” isimli yeni kitabı yayımlandı. The Guardian’ın yazarla yeni kitap üzerine yaptığı röportajda Türkiye’deki dava da soruldu.



Aşırı dozda uyuşturucu yüzünden ölen 13 yaşındaki bir kızın ağzından yazdığı ve Cehennem’de geçen kitabın yazım süreci kolay olmamış. Dövüş Klübü’nü 6 haftada bu kitabı ise 2,5 yılda yazdığını söyleyen Palahniuk, kitabı kendisi için zor bir dönemde kaleme almış: “Kitabı yazarken kanserden ölen annemin bakımıyla ilgilendiğim için tam bir ıstırap oldu. Tedavi olurken kendinde değildi ve bir çocuk gibi davranıyordu. Ben ise tam bir ebeveyn rolü oynuyordum. Çok kötü zamanlardı ve belki de Madison’ın böylesine içten biri olmasının nedeni bu. Bir takım korkunç durumları ve acıyı gizliyor. İki ebeveynimi de yitirmenin acısını bir şekilde yansıtmalıydım. (Palahniuk’un babası, sevgilisiyle birlikte, 1999 yılında sevgilisinin eski kocası tarafından öldürüldü.) bunun pek de eğlendirici bir kitap olmayacağını biliyordum. Bu yüzden durumu ters yüz ettim ve hâlen dünyada yaşayan ailesinin yasını tutan, onları özleyebilen bu yürekli ölü çocuğu yarattım.”



Romanda Cehennem’de neden sürekli İngiliz Hasta filminin gösterildiğini sorulması üzerine “O ve Piano, herkesin neden sevdiğini anlamadığım, kurtulmak istediğim filmlerden ikisi” diyen Palahniuk, romanın filme çekilmesi ihtimalini ise düşünmediğini, ve sinemayı rakip olarak gördüğü ve filme çekilmesi daha zor romanlar yazmaya çalıştığını belirtti. Yazar, Dövüş Klübü filme çekilmemiş olsaydı bile halen yazarlık yapıyor olacağını ama muhtemelen iki-üç kitabından birine yayıncı bulabilen ve daha az okunan bir yazar olacağını tahmin ettiğini söyledi.



“Geçenlerde Türkiye tarafından Philip Roth ve Marquis de Sade’la birlikte ‘şüpheli yazarlar’ listesine dâhil edildiniz. Biliyor muydunuz?” sorusuna ise “Bilmiyordum, ama teşekkür ederim. İlk tepkim... pekâla, lanet olsun. Yakın bir zamanda Türkiye’ye gitmeyeceğim,” cevabini verdi.


Yazar, cehenneme gerçekten inanıp inanmadığı sorusunu ise, “Birşeylere inanıyorum. Ama kendi yarattıklarını sonsuz bir cezaya mahkum edecek kadar kin tutan birşeye değil. Kimse bu kadar uzun süre kin tutamaz, Tanrı bile. A, ama belki Türkler tutabilir,” diyerek yanıtladı.

hatırlamadıım bi haber kaynağından alınmıştır efem