18 Kasım 2010 Perşembe

Ayyaş Küçük Fare Seni!!



Ayyaş küçük bir fare gibiyim bu ara!
İstanbul'un dar ve pis sokaklarında bir oraya bir buraya girip çıkan,
İçtikçe daha da saçmalayan,
İçmedikçe konuşamayan, konuşmadıkça içkiye özlem duyan.

Ayyaşım çünkü kendime göre faresel dertlerim var.
Küçüğüm çünkü diğer şeyler pek bir büyük.
Fareyim çünkü insansı özellikler daha acımasız.

şişelerin tıpalarını kemirmek... ne büyük zevk!!


foto

16 Kasım 2010 Salı

hadi siz kavurmanzızın başına dönün!



Okullarda vs.. hayvan sevgisini öğretirken bir yanda da kıtır kıtır hayvan kesmek doğramak ne derece mantıklıdır? Koçları, kuzuları, danları ve diğer kurbanlıkları küçüklerin gözü önünde doğramak kesmek parçalamak sizce de biraz gaddarlık değil mi?
Kurbanlıklar havyan statüsüne girmiyor mu yoksa? Hayvanın parçalanışını izleyen çocuk ona öğretilenleri düşündükçe kendi kendine bir kavram kargaşasına düşmüyor mu?
Bir canlıyı kesmek biçmek sizce de mantık dışı değil mi?
Kurban vermek sizce de m.ö sine dair bir organizasyon olarak kalmasın mı?
Kurban yerine bi aç falan doyursa insanlar daha mantıklı olmaz mı?
Keseceklerse de illa bari çocukların önünde kesmeseler, kanlarını alınlara sürmeseler, hatta bıçakları veletlere verip "hadi sıra sende koçum!" demeseler daha iyi olmaz mı?
bu çocuklar bir kaç gün sonra kedi köpek öldürseler bunun sorumlusu onlar mı olacak?
bu gibi soruların cevapsız kalacağını biliyorum o yüzden size daha nice bayramlara diyorum!! hayde kavurmanızın başına dönün bakalım!

fotolar hürriyettendir!